Büyük Britanyalı triatlet Brownlee kardeşlerin Dünya
şampiyonasında ki efsane bitirişlerini birçoğumuz seyretmiştir.
Kardeşlerden Jonathan Brownlee, yarışın sonlanmasına metreler kala ayakları
birbirine dolanıyor,yarışı bırakmak üzereyken kardeşi Alistair Brownlee koluna
giriyor ve ikinci olarak çizgiyi
geçmesini sağlıyor. Onların ki, yarışın son
metrelerinin ne kadar önemli olduğunu bizlere çarpıcı bir şekilde gösteren, güzel ve çok duygusal bir örnek. Sonu güzel bitmeyen yarış sonu düzlüğü hikayesi
ise hepimizi derin bir üzüntüye boğan
Runatolia 2017 de yarı maraton mesafesini koşarken kaybettiğimiz Zeynel Murat Batur'un ki oldu.
Bu sene geçtiğimiz yıllardan farklı olarak Kaleiçini de 10K
parkuruna ekleyen organizasyon yetkilileri, yarışın bitiş noktasını da Atatürk
Parkının arka tarafındaki dar yola taşımıştı. Dünya da birçok örneğini
gördüğümüz park, mesire alanı bitişli yarışlar çimlerin, gölgelikler olması
sebebiyle aslında çok keyiflidir. Ama Runatolia 2017 de yolun daralmış olması,
koşarak gelen 21K koşucularının, 10K nın yürüyen katılımcılarına denk
gelmesi ile birleşti. Son kilometresine
girmiş olan yarı maraton koşucularının kalan enerjilerini beklenmedik şekilde
harcamasına sebep oldu. Ani dur-kalk
hatta çarplarla, zaman zaman sertleşebilen diyologlar yaşandı. Üstüne üstlük, bu duruma bir de bitiş çizgisinin olması gerekenden 300mt kadar daha ileriye
taşınması eklenince, kendi adıma söylemek gerekirse, yarışmanın son metrelerini
çekilmez hale geldi. Doğa şartları
sebebiyle mecburen olması gerekenden ileride veya geride bitiş çizgisine ultra
maratonlar ve patika yarışlarında alışığızdır. Bir yol koşusunda ileriye
taşınmasına ben ilk kez karşılaştım ve anlam veremedim. Bu sebepten bitiş çizgisine hızlı girmek
hevesim, pilim bittiğinden kursağımda kaldı.10K yürüyüşüne çıkmış
katılımcıların demoralize etmesi sebebiyle yarışımı saatim 21.1
gösterdiğinde sonlandırdım. Yürüyerek
bitiş çizgisine geldiğimde tam bir kaos vardı. Chipleri okutmak için halıya basmamız gereken
yerde bir kalabalık duruyor, koşarak
gelenler onların üzerine çıkıyordu. Tam bir madalya galeyanı yaşanıyordu. Kısa
süre sonra biraz ileriye alınan madalya dağıtım noktasında bu sefer koşmayanların
da ulaşabileceği bir noktaya alındı. Yarışla alakası olmayan izleyicilerin de anı madalyalarından almak için araya girmesine
şahit oldum.
Organizasyonun bu dar yola bitiş noktasını taşıması fikrini ortamı şenlik havasına sokma
isteğiyle yapıldığını onların pembe çerçevesinden baktığımda anlayabiliyorum. Ama sadece birkaç spor
yapıyoruz selfiesi çekmek adına orada bulunan dar yolu geçilmez yapan bilinçsiz,
koşana saygısız katılımcıları anlamak da zorluk çekiyorum.
Aynı mesafeyi koştuğumuz ve maalesef kaybettiğimiz Zeynel Murat
Batur a gerekli ilkyardımın gelmeyişi, gelemeyişi de gene bu dar yola
bağlanmakla beraber aslında öncesinde bu tür felaket senaryoları kurgulansaydı,
önlem alınarak aşılabilecek bir durumdu.
Gene pembe gözlükler ile yarışı organize edenlerin bence yaptığı en
büyük hata sadece dar yol değil aynı
zamanda araç girişine kapalı bir yolda yarışı bitirmeleridir.
Buraya kadar yazdıklarım yarışı kazasız belasız bitirebilmiş
bir koşucunun son kilometrede yaşadıklarıydı. Yarışa olaylı son kilometresinden
başlayarak yazmaya başlamamın sebebi (yarışın
başlangıcında İstiklal Marşını okunmadan başlanması dışında) hiçbir problemin
yaşanmadığı sorunsuz bir yarış olmasıdır.
Ronatolia, yaklaşık 3 aydır hazırlandığım, 5 pace ortalama ile bitirebilmek için bir program takip ederek koştuğum ilk yarıştı. Hedefime 21.1 koştuktan sonra ekstra yürümeme sebep olan 300 metre, kramplar ve motivasyon kaybımı saymazsam ulaştım. Genel kategori 18. yaş grubunda 4. olarak yarışı sonlandırdım. Strava dan yarışımı görebilirsiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder